10 Şubat 2012 Cuma

Anneannemden Masallar; NAR BAHÇESİ

Nar Bahçesi
Bir varmış bir yokmuş
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde
Develer tellal iken
Pireler berber iken
Ben babamın beşiğini tıngır mıngır tıngır mıngır sallarken
Uzak çok uzak diyarlarda üç oğluyla beraber bir karı-koca mutluluk içinde küçük evlerinde yaşarlarmış. Bir meyve bahçeleri varmış, orada yetiştirdikleri meyveleri hem yerler hem satarak para kazanır, kazandıkları ile yetinerek geçinirlermiş.
Meyve bahçelerinde bir büyük nar ağacı varmış. Nar ağacı her sene üç tane nar açarmış ama daha koparıp yemek bu aileye nasip olmamış. Her sene daha tam olgunlaşmadan narların üçü birden çalınırmış.
Üç oğlan kardeşten büyüğü bu sorunu çözmeye karar vermiş. O sene narlar olgunlaşamaya başladığında babasına:
“Ben bahçede gece nöbeti tutacağım, narlarımızı kimin çaldığını öğreneceğim” demiş.
Babası oğlunun büyüdüğünü görmenin keyfi ile kabul etmiş. Büyük oğlan almış eline sliahını dikilmiş nöbete. Gece yarısı olmuş, gelen giden olmamış. Tam sabah gün doğmadan önce bir karaltı görmüş bahçede. Karaltı çok büyükmüş ve nar ağacına yürüyormuş. Oğlan silahını hazırlamış ve ağaca yaklaşmış. Bir de ne görsün; kocaman bir ayı nar ağacına yaklaşıyormuş. Tam uzanmış narları kopartacakken, şaşkınlığını atan oğlan silahını ateşlemiş ama ıskalamış. Ayı dönüp oğlanı görmüş, daha kaçamadan onu yakalayıp sırtına atmış ve oradan hızlıca uzaklaşmış.
Ertesi gün ağabeyleri eve dönmeyince tüm ev halkı merak etmiş. Ortanca oğlan akşama kadar abisinden ses çıkmayınca:
“Babacığım bu akşam da ben nöbet tutacağım. Hem hırsızı yakarlım hem de abime ne olduğunu öğrenirim” demiş.
Yaşlı adam oğullarının bu kadar birbirine bağlı olmasından mutlu olmuş.
Ortanca oğlan da akşam aynı şekilde silahı ile nöbete durmuş. Ayı yine sabaha karşı ortaya çıkınca oğlan korkmuş, hemen silahını ateşlemiş ama o da vuramamış. Ayı ortanca oğlanı da yakalamış ve oradan hızlıca uzaklaşmış. Panik olan ayı narları almayı yine unutmuş.
Ertesi gün ortanca oğlan da gelmeyince anneleri babaları çok üzülmüş. Küçük oğlan:
“Annem babam siz üzülmeyin ben kardeşlerimi bulup gelirim” demiş. Almış silahını çıkmış nöbete. Hem kızgın, hem üzgünmüş. Sabah karşı ayı ortaya çıkmış. Onu gören küçük kardeş ayıdan korkmuş elbet ama ağabeylerini bulma isteği ağır basmış korkusunu yenmiş. Sıkıca nişan almış ateş etmiş, ayıyı bacağından vurmuş. Ayı can havliyle etrafına bakmadan kaçmaya başlamış. Küçük oğlan da onu takip etmiş. Ayı ormana doğru kaçmış uzakta bir mağaraya girmiş. Küçük oğlan da onun ardından mağaraya girmiş. Mağaranın içinde küçük küçük birçok mağara varmış. Ayıya fark ettirmeden diğer küçük mağaraları dolaşarak ağabeylerini aramış. Arkada küçük bir mağara içinde onları iplerle bağanmış şekilde bulmuş. Hemen iplerini çözmüş ve onarlı kurtarmış. Kardeşler birbirlerine sarılmışlar. Sonra da yavaşça ayının olduğu ilk mağaraya yaklaşıp silahları ile onu vurmuşlar. Öylece oradan kaçmışlar.
Çocuklarının eve sağ salim döndüğünü gören anne ve babaları çok sevinmiş. Hep birlikte bahçelerine gidip nar ağacındaki narlardan birini koparmışlar. Açınca bir de ne görmüşler dersiniz? Her bir nar tanesi altındanmış. Diğer iki nara da bakmışlar onlar da aynıymış. Tüm aile mutlu olmuşlar. Her bir narı bir çocuklarına vermişler. Artık fakirlikten de kurtulup mutlu bir hayat yaşamışlar.
Onlar ermiş muradına biz çıkalım göklere J

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder